Emperyalizmin Ortadoğu'da Yarattığı Canavar Büyüyor! Önümüzde Fazla Seçenek Yok: Ya Sürekli Devrim; Ya Sürekli Katliam
Emperyalist kapitalizmin mezhepsel ve etnik kimlikler temelinde böldüğü Ortadoğu’da kan ve gözyaşı eksik olmuyor. Her güne yeni katliamlarla uyanıyoruz. Her katliamda yüzlerce kişi hayatını kaybediyor. Geride kalanlar ise bulundukları toprakları terk etmek zorunda kalıyor. Mülteciliğin ölümden tek farkının nefes almak olduğu, bizzat mülteciler tarafından dile getiriliyor.
Irak
Birleşmiş Milletler Irak’taki katliamların bilançosunu açıkladı. Rakamlar korkunç! Irak’ta 2015 yılı boyunca yaşanan şiddet olaylarında 11 bin 118 kişi hayatını kaybetti; 18 bin 419 kişi de yaralandı. Ölümlerin büyük çoğunluğunun, IŞİD saldırıları neticesinde gerçekleştiği ifade ediliyor. Irak’ta 2015 yılında en çok can kaybının şubat, mayıs, haziran ve ağustos aylarında yaşandığı belirtilirken bu aylarda gerçekleşen terör saldırılarında 6 bin 257 kişinin öldüğü 9 bin 570 kişinin de yaralandığı açıklandı.
Suriye
2011’den beri devam eden Suriye iç savaşında askeri ve sivil ölümlerin oluşturduğu genel tabloyu vermeden önce sadece IŞİD saldırıları neticesinde hayatını kaybedenlerin sayısına bakalım. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin açıkladığı rakamlara göre, IŞİD’in Suriye’de gerçekleştirdiği saldırılarda bu yılın Nisan ayına kadar 4 bin 197 kişi hayatını kaybetti.
AKP’nin desteklediği İslami Cephe’nin başını çeken El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi ise bugüne kadar bin 506’sı sivil, 3 bin 57’si silahlı olmak üzere toplamda 4 bin 563 kişiyi katletti. Öyle ya, Nusra IŞİD’e göre daha “ılımlı.” ABD ve AKP’nin dilinden düşürmediği “ılımlı” kavramının içerisine giren selefi örgütlerin katliamlarda IŞİD’den aşağı kalır yanı yok!
Bu rakamlar sadece 2 selefi örgütün gerçekleştirdiği katliamları içeriyor. Şimdi gelelim genel tabloya. Öncelikle şunu belirtelim: Suriye’deki herhangi bir konuda veri kabul ettiğiniz rakamlar, o rakamları açıklayan sivil toplum kuruluşlarının eğilimlerine göre değişir. Suriye’deki gerçek rakamlara ulaşabilmek adına “güvenilir kaynak” yok denecek kadar azdır.
Bu yüzden Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin, yine Londra merkezli muhalif sivil toplum kuruluşu Mirsad’ın ve diğer görece “bağımsız” kuruluşlardan derlediğimiz rakamlarla Suriye’deki genel tabloyu değerlendireceğiz (Esad’a yakınlığıyla bilinen Yakın Doğu Haber Sitesi’nin verilerine de göz attık)
Suriye İç Savaşı Bilançosu
Suriye’de bugüne kadar ölen sivil sayısı: yaklaşık 71 bin
Ölen muhaliflerin sayısı: 40 bine yakın (ÖSO, Nusra, Ahrar-Uş Şam gibi örgütler. IŞİD dahil değil)
Suriye ordusunun toplam kaybı: 90 bine yakın (Esad’a yakın kaynaklar bu konuda bilgi vermiyor. Mecburen muhaliflere yakın İnsan Hakları Gözlemevi ve Mirsad’ın rakamlarını aldık. Ancak bu rakamları Yakın Doğu Haber sitesinin de doğruladığını söyleyelim)
Bu 90 binlik rakamın 33 binini Suriye Ulusal Savunma Güçleri (NDF) oluştururken 900 kayıp Hizbullah’a ait (Hizbullah’ın kayıplarını Yakın Doğu Haber Sitesi’nden aldık. Az gösterilmiş olabilir)
Hakkında kayıp ihbarı bulunan Suriyeli sayısı: 30 bin
Suriye’de ölen toplam sivil sayısı bilinmiyor; ancak genel olarak söylenen rakam 200 bine yakın olduğu yönünde. Ölenlerin 16 bini kadın; 15 bini ise çocuk. Dile kolay! 15 bin çocuk! Her 2 saatte bir çocuğun saldırılar sonucunda ya da salgın hastalıklar neticesinde hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Yaklaşık 8 milyon kişi mülteci durumunda. 300 bin kişi ise ya sakat aldı; ya da ağır şekilde yaralandı.
Afganistan ve Pakistan
Emperyalizmin elinin değdiği her yer kanamaya devam ediyor. Suriye iç savaşının çok benzerinin yaşandığı Afganistan ve Pakistan’da 2001’den bu yana 300 binden fazla kişi öldü. Hâlâ da insanlar ölmeye devam devam ediyor. Ekim 2001’den Amerikan askerlerin Afganistan’tan ayrıldığı Nisan 2014’e kadar Afganistan’da yaklaşık 68 bin, Pakistan’da 82 bin, Irak’ta da 204 bin kişi olmak üzere toplam 354 bin kişi çatışmalar ve şiddet olayları nedeniyle öldü.
Sözünü ettiğimiz ülkeler dışında, Tunus, Mısır, Filistin ve diğer ülkelerde
de binlerce insanın katledildiği gerçeğini de unutmamak gerekiyor.
Ya Sürekli Devrim; Ya Sürekli Katliam!
Rakamlar ortada. Ortadoğu’da çoğu hayat henüz başlamamışken son buluyor. Bebekler, kadınlar ölüyor, sakat kalıyor. Milyonlarca mülteci denizlerde ölüyor, sağ kalanlar patronların “insafına” terk ediliyor.
Katliamların son bulmasının tek yolu sürekli devrim şiarıyla bölgenin yeniden inşa edilmesidir. Henüz Suriye iç savaşı başlamadan önce, Ortadoğu’da bugünkü kadar büyük katliamlar yaşanmıyorken “Ya sürekli devrim; ya sürekli katliam” sloganının hayati öneme hâiz olduğunu ve sürekli devrim şiarının bölgede yükseltilemediği her durumda katliamlarla karşılaşacağımız söylüyorduk. Bugün emperyalizmin etnisite ve mezhepler temelinde böldüğü Ortadoğu’dan tüm dünyaya deyim yerindeyse kan fışkırıyor! Dün sadece haberlerden duyduğumuz katliamlar artık yanıbaşımızda yaşanıyor.
Ortadoğu coğrafyasında sol rüzgarın esmesi halinde, bölgeye bugün hakin olan barbarlığın çöp sepetine gitmesi fazla zaman almaz. Unutmayalım, geçmişte Irak’taki 1 Mayıs’ta 1 milyon kişi yürüdü. Bu bölgede ezelden beri selefiliğin, etnik boğazlaşmanın, katliamların tek panzehiri sınıf mücadelesinin yükseltilmesi oldu. Bundan sonra her şey bizim elimizde! Önümüzde iki seçenek var: mücadele etmek ya da topyekûn yok olmak!
bolsevik.org