S-400 Krizinde Kırılmaya Doğru

S-400 Krizinde Kırılmaya Doğru

AKP iktidarı Suriye sahasında var olabilmek için Rusya’nın iznini almak zorundaydı. Ve bunun bir ücreti vardı. Trump bu ücret meselesini Suudlara bodoslama söylüyor: “Sizi korumamızın bir bedeli olmalı.” Suudlar da bu yüzden ABD’den sürekli silah almak zorundalar. Rus devlet geleneği ise Trump gibi langur lungur konuşmak yerine emperyalist diplomasinin süslemeleri gereğince hareket eder. Ama sonuç değişmez. S-400 hava savunma sistemleri için 2,5 milyar “Dolarcık”. Bu para Rusya ordusunun Suriye’deki iç savaşa müdahil olmasının masraflarını önemli ölçüde karşılıyor. Yani Putin’in Suriye operasyonlarının parası biz Türkiyeli emekçilerin cebinden çıkıyor.

Tabi ki bu alışveriş NATO’nun reisi Trump’ı sinirlendiriyor. En büyük düşmanımızdan böyle bir sistem alırsanız bunun bir karşılığı olur bilesiniz türünden çıkışlar geliyor. Teslimat tarihi yaklaştıkça tehdit dozajı da artıyor: “çok geniş kapsamlı sonuçlar ortaya çıkar.” Trump ABD silah endüstrisinin yağlı müşterisini kaybetmek istemiyor tabi ki. Ya Türkiye’nin açtığı yoldan Katar ve diğerleri de geçip daha ucuz Rus füzelerine kayarsa! NATO şemsiyesini deldirmek istemiyorlar tabi. Ayrıca ABD cephesinde Türkiye’nin de üretim programında yer aldığı ve konuşlandıracağı F-35’lerin “sırlarının” S-400 radar sistemi tarafından ele geçirilebilecek olması kaygısı da var. Bu yüzden teslimat tarihi olan Temmuz ayı yaklaştıkça ABD’nin “bu işten vazgeçin” baskısı artıyor.

İyi ama Rusya ile en az 1,5 yıl önce anlaşma sağlanmış ve parası ödenmiş. Temmuz’da da teslimat bekleniyor. Trump cephesi oralı değil, yaptırım tehditleri aleni.

Tansiyon yükseliyor. AKP altta almaya çalışsa da nafile. ABD’nin sertliği her türlü pazarlık imkanına kapıları kapatıyor. RTE de olan olacak bari ABD’ye kafa tutan lider olarak şova devam edeyim derdinde. Mesele giderek daha çok rahip Brunson meselesine benzemeye başladı. Eğer Trump bastırmalarının neticesini almasaydı, yani Rahip Ekim ayında serbest bırakılmasaydı, ABD Doları arşı delecek kadar yükselecekti. AKP tükürdüğünü yaladı ve Rahip uçağa atladığı gibi ABD’nin yolunu tuttu. Fırlayan Doların peşinden koşmak için Merkez Bankası faizlerde büyük tırmanışlara gitmek zorunda kaldı. Fatura ağır oldu ve bedeller halen ödeniyor. Dış borçlanmaya bağımlı bir ekonominin bu tür finansal krizlerle şoka girmesi kaçınılmaz oluyor. Şimdi de S-400 krizi yeni bir şoka yol açacak mı sorusu herkesin aklında.

Ne Verelim Abime

AKP Trump’ı yumuşatmak için ABD’den de aynı zamanda Patriot füze siparişi istedi. Bunun değeri de çok değil canım sadece 3,5 milyar dolarcık. İyi de bu kadar hava sistemini Türkiye kime karşı kullanacak. Böyle bir hava taarruzunu kim yapacak, ne zaman yapacak? Ülke zaten ekonomik kriz içerisinde debeleniyor. AKP kalkmış aşırı pahalı silahlanma harcamaları yapıyor. Askeri manada bir anlamı olsa hadi diyelim kendi milliyetçi burjuva mantığı içerisinde bir anlamı olabilir, ama o da yok. 900 milyon dolar verip F-35 savaş uçağını almak istiyorsunuz, ama bir yandan da asıl işlevi F-35’leri düşürmek olan Rus S-400 hava savunma sistemini Ruslarla teknik işbirliği dahilinde almak istiyorsunuz. Sonra ABD F-35’leri teslim etmeyeceğini açıklayıveriyor, yapabileceğiniz bir şey yok.

Neticede Türkiye ekonomisi sıcak paraya bağımlı. ABD ile çatışması her zaman için iç politikaya yönelik bir aldatmaca. Güya dünyaya kafa tutan büyük Türkiye’yi engellemek istiyorlar. Faso fiso, çocuklara masallar, salakça yalanlar… Sahte bir anti-Amerikancılık, emperyalist güçlere yaslanarak uygulanan altemperyalist oyunlar…

İş iyice içinden çıkılamaz hale geldiğinde Brunson senaryosunun yeniden devreye sokulmasını beklemeliyiz. Yani tükürdüğünü yalama seçeneği. Ama bu durumda Ruslara verilen paralar ne olacak? Parasını vermişsin bir kere. Yanacak mı yani! Evet, bunun adı da kerizlenme olacak. İyi ama Putin bu işin peşini bu kadarla bırakır mı? İdlib ve Fırat’ın batısı konusunda da Ruslara bağımlısın. Hadi çık bakalım oradan derse, tıpış tıpış çıkacaksın. Yani hadi ABD ile arayı düzelttin. Bu sefer de Rusya’nın sıkıştırmaları başlayacak. Üstelik ABD ile gerginlik tırmandıkça Dolar yukarıya doğru ivmelenmeye başladı bile. Tükürdüğünü yalama işlemi uzadıkça fatura kabarabilir, işler çığrından çıkabilir. Damat Albayrak daha iki ay önce Doları 5.30’a çaktık diye böbürleniyordu, Dolar şimdi 6TL oldu. Üstelik daha fırtına başlamadan. Güçlenen Türkiye’ye operasyon yapıyorlar diyecekler şüphesiz, ama Dolar’daki bir sıçrama ekonomide işlerin içerisinden çıkılmaz hale gelmesine yol açacaktır. Enflasyon da sıçrama, faizlerde sıçrama, işsizlikte sıçrama, durgunluğun derinleşmesi… Olan emekçilere olacak. Türkiye’de güçlenen varsa o da AKP’li elitler ve onların yakını olan bir avuç oligark kapitalistten başkası değildir. Fakirleşen emekçiler ise kendi göbeklerini kesmek zorundalar. Sosyalist siyaset bu noktada devreye girmek zorunda.