Ahed Tamimi, Gençliğe İlham Olsun!
Bu yazı Sosyalist derginin 2. sayısında yayınlanmıştır.
Filistinli direnişçi Ahed Tamimi, 20 Aralık günü gözaltına alındı. Küçük yaşlardan itibaren Siyonizm karşıtı eylemlere katılan ve İsrail askerlerine karşı görüntüleriyle dünya çapında tanınan Ahed Tamimi sadece 16 yaşında. Ama İsrail Devleti, en üst düzey yöneticileri ağzından Ahed’i hedef alıyor. Ahed Tamimi, kararlı ve inatçı bir direnişin egemenlerin canını nasıl sıktığının canlı göstergesi.
Tamimi Ailesi
Ahed Tamimi, İsrail devleti tarafından hedef alınmak konusunda ailesinde yalnız değil. Bütün aile direnişin bir parçası ve İsrail ordusu tarafından hedef alınıyor. İsrail askerleri Ahed’in kuzeni 14 yaşındaki Muhammed Fadıl Tamimi’yi plastik mermi ile kafasından vurmuştu ve Muhammed Fadıl ciddi şekilde yaralanmıştı. Ailenin çok sayıda bireyi daha önce de defalarca polis şiddeti ve gözaltı teröründen payını aldı.
Ahed şu an İsrail polisinin elindeki tek Tamimi değil. Annesi Neriman Tamimi, kızının gözaltı sürecini takip ederken gözaltına alındı ve o da yargılanıyor. İsrail rejimi Tamimilerin gözaltı süresini keyfi bir şekilde uzatarak (aklınıza bunu yapan başka bir rejim geldi mi!) Ahed ve ailesini baskı altında tutmaya çalışıyor.
Siyonist Eğitim Bakanı Naftali Bennett, Ahed Tamimi’yi tehdit ederek “Hayatı hapishane hücresinde son bulacak” dedi. Yine Siyonist Savunma Bakanı Avigdor Lieberman ise “Müdahil olan herkes, sadece kız değil, ailesi ve çevresindekiler de hak ettikleri şeyden kurtulamayacaklar. Gün içinde vahşileşen gece olduğunda yakalanır. Bu da önemli bir mesajdır.” diyerek Tamimi ailesini tehdit etti.
Ahed Tamimi: Genç, Cesur, Kadın, Laik Direnişçi
Ahed henüz 12 yaşındayken, isminin dünya çapında duyurdu. Karşı karşıya olduğu İsrail askerlerine yumruk gösteren ve bağıran Ahed Tamimi’nin görüntüleri geniş yankı bulmuştu. O zamandan bu yana pek çok eylemde İsrail askerleriyle karşı karşıya gelen Ahed her defasında cesur duruşuyla görüntülendi. Abisinin gözaltına alınmasını engellemek için askerlerin kolunu ısırdı, her defasında işgalci İsrail askerlerine “defolun” diye haykırdı…
Ahed Tamimi’nin başının eğilmiş olduğu, korku dolu gözlere ya da umutsuz bakışlara sahip olduğu bir fotoğrafını bulamazsınız. Sadece 16 yaşındaki genç bir kadın olarak cesaretin ve direnişin sembolü oldu.
Ahed’in İslamcı tipolojisine aykırı laik tarzı ise, Filistin meselesinde tüm samimiyetsizliği açığa çıkan siyasal İslamcıların da canını sıkıyor olsa gerek. Zira 2012 yılında Ahed’e ve ailesine ödül veren Tayyip Erdoğan, o günden bugüne hiç sektirmeden Filistinlilere ihanet edip İsrail’le olan rant ilişkilerini büyütürken, siyasal İslam’a aykırı görüntüsüyle Ahed Tamimi tek başına Siyonist rejimi rahatsız ediyor.
Ahed Tamimi, Dünya Gençliğine İlham Olmalı
Baskı, dikta, gözaltılar, tehditler mücadele etmemek için bahane olamaz. Zira bu yöntemler bütün modern dönem boyunca her türlü burjuva iktidarının değişen oranlarda olsa da uyguladığı yöntemler. Bir mücadele yürütürken dikensiz bir gül bahçesinde bulunmak pek olası değil. Ne var ki bu yöntemler geçici sürelerle başarılı olsa da eninde sonunda mücadele edenler egemenlerin tahtını sallamanın yolunu buluyor. Bu, içi boş bir ajitasyon değil; 20. ve 21. yüzyılların uzun vadeli gelişim çizgisinin her defasında bir kez daha kanıtladığı bir gerçek.
Ne kadar ağır olursa olsun baskı koşulları mücadelenin önünde engel değil. Daha geçtiğimiz haftalarda İran gibi otoriterliğin alabildiğine yüksek olduğu bir rejime rağmen emekçi kitleler sokağa çıkarak taleplerini haykırmıştı. İran olaylarında gözaltına alınanların sayısı bir hafta içinde bini geçmişti. Ama sokağa çıkan kitleler gözaltına alınan arkadaşlarını coşkulu bir şekilde beklemiş ve nihayet geri almıştı.
2000’lerde doğmuş Filistinli bir genç kadın olarak Ahed Tamimi, rahatını bozmayanlara, umutsuzluktan boğulanlara, bugününden ve geleceğinden korku duyanlara mesaj veriyor. Siyonist rejimin her türlü baskısına karşı direngen bir tutum ortaya koyarak yürümemiz gereken yolu gösteriyor.
Ahed Tamimi yıllardır İsrail rejiminin askerleriyle defalarca karşı karşıya geldi. Tehditlere, şiddete ve baskıya rağmen yumruğunu sallamaktan vazgeçmedi. Evinin basılıp gözaltına alınmasına ve “ömür boyu hapiste kalma” tehditlerine rağmen mahkeme salonuna yine kararlı ve umutlu bakışlarla çıktı. Ahed Tamimi bu duruşuyla hepimize ilham olmalı.
Troçki: Hiçbir Baskı Devrimci Sürekliliği Yok Edemez
Ahed’in direnişi ve cesareti ilham olmalı. Ancak burjuva devletle mücadele ederken bu cesareti tamamlayacak bir unsura daha ihtiyaç duyarız: devrimci bir teori.
Lev Troçki’nin 1932 yılında bir devrimci süreçten geçmekte olan proletaryanın mücadelesine omuz veren İspanyol gençliğine yazdığı bir mektuptaki şu ifadeler, bugün Troçki’den bütün dünya gençliğine ulaşması gereken bir sesleniş niteliğinde:
“Devrimci mücadelenin dışında kalarak Marksizmi öğrenmeye çalışmak kitap kurtları yaratabilir ama asla devrimciler yaratamaz. Marksizmi öğrenmeden devrimci mücadelede yer almaya çalışmak ise yine çok büyük tehlikeler arz eden bir durum olup, yarı körlük anlamına gelir. Bir Marksist için Marksizmi öğrenmek ise ancak sınıfın hayatı ve mücadelesi içinde yer almakla mümkündür; böylece hem teori pratik tarafından doğrulanacak hem de pratik teori tarafından açıklanacaktır. […] Kendisini devrimci teoriye dayandırdığı sürece, hiçbir baskının devrimci sürekliliği yok edebilmesi mümkün değildir.”[1]
Bugünkü genç kuşaklar olarak Marksizmi kavramak, toplumsal yaşamdaki gelişmeleri doğru tahlil etmek ve mutlaka ama mutlaka bu gelişmelere müdahil olarak “dünyayı değiştirmek” sorumluluğuna sahibiz. Bu vicdani ya da ahlaki bir sorumluluk değil; gelecek mücadelesinin dayattığı bir zorunluluk.
Genç kuşaklar olarak görevimiz, Troçki’nin işaret ettiği gibi Marksizmi sınıf mücadelesi içinde kavramak ve devrimci teorimizin ışığında Ahed Tamimi’nin cesareti ve kararlılığıyla pratik mücadeleyi örgütlemek. Aksi durumda geleceğimizden vazgeçmiş oluruz.
[1] “İspanyol Gençliğine”, İspanyol Devrimi (1931-1939), Lev Troçki, Yazın Yayıncılık