“Milli İttifak“ın Paçayı Kurtarma Çabaları- Emrecan Konyalı
Başkanlık referandumunda AKP ve MHP ittifakı zor da olsa günü kurtarmıştı.Tabii bu ittifakın 2019 cumhurbaşkanlığı seçimleri ve milletvekili seçimlerinde de devam edeceğini görmekteydik. Ortak çıkarları doğrultusunda özellikle OHAL döneminde omuz omuza giden ve el birliğiyle emekçi halka yaşamı zindan eden iki partiden bahsediyoruz. AKP ve MHP ittifakı seçimlerin dışında da zaten Gezi direnişinden grev yasaklarına kadar ortak cephelerde yer almaktalar.
2019 seçimlerindeyse iki müttefikin ilişkileri karşılıklı çıkarlara dayanmakta. Meral Akşener ayrışmasından sonra baraj altında kalacağı neredeyse kesin olan ve anketlerde de %10 barajının altında seyrettiğini gördüğümüz MHP‘yi 2019 yolunda telaş almış vaziyette. Sadece meclise girememe endişesi de değil özellikle yaklaşan yerel seçimlerde belediyeleri kaybetme korkusu da görülüyor. MHP’nin siyaseten çöküyor. İtibardan eser kalmadı. Ama yine de kurt siyasetçi Bahçeli gemisini kurtarmak için AKP’ye kırdığı dümeni aynı rotada tutmak zorunda. 2014 yerel seçimlerinde birkaç bin oy farkla ucu ucuna kazandığı Manisa, Mersin, Adana gibi illerde hemen arkasındaki AKP’ye ya da CHP’ye koltuğu kaptırma olasılığı yüksek. MHP’nin yerel seçimler konusunda bir an önce çözüm bulma telaşında.
AKP ve MHP arasında kurulan seçim ittifakı şimdiye kadar dört toplantı gerçekleştirdi.Üçü AKP üyesi üçü MHP üyesi olan “Milli Mutabakat Komisyonunun“ son toplantısı sonrasında seçimde nasıl bir yol izleneceği, düzenlemenin nasıl yapılacağı ve ittifakın sınırları belli olmaya başladı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde pusulada ittifakın ortak adayı ve altında ittifak partilerinin amblemleri yer alacak. Milletvekili aday listesiyle ise her parti ayrı şekilde yer alacak, ittifak halindeki partiler aynı renkte belirtilirken bunun dışında ittifak halinde olduklarına dair bir yazı yer almayacak.
Seçim Hesapları
MHP, 7 Haziran 2015 genel seçiminden sonra 1 Kasım genel seçiminde ciddi oy kaybına uğramıştı. 7 Haziran seçiminde 87 vekil çıkarabilecekken 1 Kasıma gelindiğinde sadece 40 milletvekili çıkarmıştı. %11,9 oyla seçim barajını zorla geçmişti. Manisa, Adana, Mersin gibi belediyelerde söz sahibi olduğu illerde ciddi gerilemeler yaşamıştı. Manisa’da %23’ten %18’e, Adana’da %23’ten %19’a, Mersin’de %24’ten %21’e varan düşüşler görülmekteydi. Bu üç büyük ilde yaşanan gerilemeler MHP tarafında akıllarda yer etmektedir ve yaklaşan seçimlerde yaşanması muhtemel yenilgilerin önlemleri de yapılan seçim ittifakıyla alınmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda MHP tarafında asıl korkulan mesele, gerçek amacı sol muhalefeti engellemek olan %10 seçim barajını geçememek ve dolayısıyla meclise girememektir şüphesiz.
MHP tarafından gelen ilk öneriler seçim barajının düşürülmesi yönündeydi. Fakat bu AKP cephesinde tercih edilen bir değişiklik değil. Gerek sol unsurların vekil çıkarma ihtimalini arttırması ya da motivasyon kaynağı olabilecek olmasıyla gerek MHP’yi AKP karşısında daha rahat hareket edebilecek bir konuma taşıyacak olması bakımından AKP bu öneriye yanaşmadı.
Kurulan Milli Mutabakat Komisyonunda son toplantı sonrasında ortaya konan düzenleme önerisi AKP açısından çok daha mantıklı görünüyor. Seçim barajının sabit kaldığı düzenleme cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday altında birleşilmesini, pusulada ortak aday altında ittifak partilerinin amblemleriyle yer almasını ön görüyor.
Genel seçimde ittifak halindeki partiler Yüksek Seçim kuruluna bildirimde bulunacak ve bu sayede pusulada her partinin kendi aday listesiyle ayrı ayrı yer almasına karşın oy sayımında ittifak partilerinin oyu birlikte hesaplanacak ve toplam oyun ‘ittifakın oyu’ sayılması sağlanacak.
İttifakı oluşturan partilerden biri %10 barajının altında kalsa dahi ittifakın toplam oyu hesaba katılacak ve işin aslı MHP’nin meclise girmesi sağlanacak. İki taraf içinde avantajlı görünen bu formülde; AKP seçimlerde çoğunluğu sağlamak için istediği desteği bulurken MHP de seçim barajının altında kalmamış olacak.
Barajın aynı kaldığı ve ‘ittifak oyu’ formülüyle bile MHP’nin milletvekili sayısının düşeceği yorumu yapılabilir. İttifak yardımıyla barajın geçilmesinde sorun olmasa da düşmesi muhtemel oy oranları MHP’nin elinin güçlü olduğu illerde dahi vekil sayısının düşmesine neden olacak gibi görünüyor.
Seçim Barajını Artırmayı Bile Düşünüyorlar!
12 Eylül 1980 darbesinden sonra ‘siyasi istikrar’ gerekçesiyle öne sürülen aslında emekçi sınıfların siyasi hareketlerinin önünü kesmeyi amaçlayan seçim barajı konusunda, burjuva siyasetin öznelerinden MHP’nin 2019 seçimlerinde önünü net görememesi nedeniyle rahatsız olduğunu görebiliyoruz. AKP ise benzer nedenlerden kendi koltuğunu sağlama alma derdinde. Sol unsurların içerisinde bulunabileceği bir ittifakın barajı geçme ihtimalinden korkusuyla olsa gerek seçim barajının ‘ittifak barajı’ adıyla %15’e çıkarılması konusunda görüş sunmuştu. Bu öneri üzerinde uzlaşıya varılmasa da AKP, koltuğu daha şiddetli sallayacak her ihtimale karşı önlem alma derdinde.
Netleşen Noktalar ve Kararsızlıklar
Milli Mutabakat Komisyonunda son gerçekleşen dördüncü toplantı sonrasında netleşen noktaları toparlamak gerekirse:
- %10 barajı korunacak. İttifak partilerinden biri barajı geçemese dahi ittifak oyu barajın üzerindeyse ittifakın tüm unsurları meclise girme hakkına sahip olacak.
- İttifak partileri ortak adaylarının altında ayrı ayrı kendi amblemleriyle yer alacaklar, aynı zamanda amblemlerinin üzerinde ittifak işareti olacak.
- Milletvekili aday listeleri ise her partinin ayrı listesi olarak yayınlanacak.
Komisyonun yerel seçimlere yönelik çalışmaları hala netleşmiş değil. Yerel seçimlerle ilgili formüller konusunda iki parti açısından da yine ince hesaplar yapılmakta. Cumhurbaşkanı ve milletvekilliği seçimleriyle ilgili ittifak formüllerinin yasa değişiklikleriyle yerel seçimlerde de uygulanması üzerinde duruluyor. MHP, yerelde ittifak konusunda Bahçeli’nin deyimiyle ‘Cumhur ittifakı’ nın uygulanmasını savunuyor. Hangi ilde hangi partinin oyu fazlaysa o ilde o partinin adayının pusulada yazılması MHP kanadında önerilen formül. Tabi bu formül MHP tarafında kurtarıcı nitelikte olabilir. 2014 yerel seçimlerinde birinci parti olarak çıktığı 8 il vardı. MHP bu illerde varlığını sürdürebilmek için İstanbul ve Ankara’da AKP‘nin adayını desteklemeye dünden razıyken AKP’nin de Adana ve Mersin gibi illerde ortak adayı desteklemeye razı gelmesini bekliyor. Aksi taktirde MHP’nin birçok belediyede gücünü kaybetmeyi göze alması gerek. Yerel seçimlerde AKP kendi adaylarını MHP karşısında üstün görmekte bu yüzden pusulaya her partinin kendi adayıyla çıkmasını savunuyor.
Sonuç
Orhan Kemal’in bir öyküsünde, otobüste Orhan Kemal’in kravatlı beyefendiler ve kravatsız esnaf olarak adlandırdığı iki grup arasında bir tartışma başlar. Tartışmanın bir kısmında kravatsızlardan biri karşı tarafa şöyle der:
“Devlet, hükümet memurları, mecliste mebuslar hepsi kravatlıydılar. Ancak birbirlerinin anlayabileceği dilden konuşurlar, memleket memleket, vatan vatan diye patırdatsalar da sonunda kabağı fakir fukaranın, yani kravatsızların başında patlatırlar.“
Seçim ittifakına MHP’nin olduğu kadar AKP’nin de ihtiyacı var. OHAL baskısıyla işleri daha fazla götüremeyeceğini görmekte. Yönetemez hale gelen AKP bu yüzden seçim ittifakına sarılmış vaziyette.
Türlü düzenlemelerle, matematik oyunlarıyla seçimi atlatmaya çalışmaktalar. ‘Halkın iradesi’ sözleriyle süsledikleri ‘Halk seçim ittifakı istiyor.’ dedikleri ittifak da burjuva siyasetin kendi ikbali uğruna yaptığı kurnazlıklardan başka bir şey değil.
AKP ve MHP kendi çıkarları için masa başlarında yaptıkları hesaplarla, ince hesaplanmış formülleriyle seçim ittifakında kol kola gitmekte.
AKP iktidarı taşeron sistemiyle, KHK’larla, işten atmalarla, enflasyonu bile karşılamayan asgari ücret zammıyla emekçi sınıfların belini bükmekte. Nasıl seçim yolunda AKP ve MHP kol kola yürümekteyse açlığı, yoksulluğu, işsizliği emekçi halka reva görmekte de ortaktırlar.
Bu yüzden emek düşmanı düzen partilerinin karakteri konusunda Orhan Kemal’in yazdığını unutmamak gerekir: ‘memleket memleket, vatan vatan diye patırdatsalar da sonunda kabağı fakir fukaranın, yani kravatsızların başında patlatırlar.’