Hande Fırat Sendromu – Engin Kara


Hande Fırat,
15 Temmuz gecesi CNN Türk canlı yayınında RTE ile kurduğu facetime bağlantısıyla kahraman olmuştu. Kimilerine göre “darbenin gidişatını değiştiren” bu canlı yayın bağlantısı ile RTE ve Hükümetin “takdirini” toplamıştı. Doğan Grubu da iktidar yalakalığı konusunda kolay bulunmaz bir fırsat ele geçirmişti. Aydın Doğan, Hande’ye RTE ile yayını başarırsa düğününü yapacağı sözü vermişti. Ardından gelen süreçte Saray’a davet, ödüller, darbe üzerine kitap derken bir anda gidişat tersine döndü. Darbeye karşı kahraman ilan edilen Hande Fırat “darbe tehdidi yapan bir hain” oluverdi.

Ne olduysa Cumartesi günü Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan haberle oldu. Hande Fırat imzasıyla yayınlanan ve Genelkurmay’ın birtakım olaylardan “yıpratıldığı”na dair ifadelere yer veren habere “Karargah Rahatsız” başlığı atılmıştı.

Pazartesi günü Bekir Bozdağ, Twitter’a “Manşetlerle kokutarak netice alma/hiza ve istikamet çizme dönemleri kapanalı yıllar oldu. Ama belli ki eski hastalıkları depreşenler ve eski Türkiye rüyası görenler hala var.” yazdı. Aynı gün yapılan şikâyet üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı haber ve atılan başlıkla ilgili soruşturma başlattı, Hande Fırat da konuyla ilgili ifadeye çağrıldı.

RTE’nin başdanışmanı ve Varlık Fonu “patron”larından Yiğit Bulut “Cumartesi günü atılan manşet ‘Millet’e, Devlet’e ve Lider’e açıkça bir tehdittir. Kendi menfaatleri doğrultusunda ‘halkı kendi ordusu ile karşı karşıya getirmeye’ çalışanlar, mutlaka bunun hesabını verecekler” derken, Binali Yıldırım “Manşet atarak hükümete ayar vermeye çalışıyorlar.” diye konuştu.

Dün konuşan RTE de Fırat’ı ve Hürriyet Gazetesi’ni “seviyesiz ve terbiyesiz” olarak niteledi. Konuşmasında “Burada yapılan atılan başlık bir terbiyesizliktir, seviyesizliktir. Bunların bu eski alışkanlıkları. Herkes yerini ve konumunu bilecek. Sorduğun zaman ‘yok amiral gemisiymiş’, ‘yok şuymuş’ gibi hava atarlar. Kusura bakmasınlar artık böyle bir şey yok. Bizi kendi içimizde kim birbirimize düşürmeye çalışıyorsa bunun bedelini ağır ödeyecektir.” diyen RTE sürecin takipçisi olacağını söyledi.

Kahramanlıktan Hedef Tahtasına

15 Temmuz gecesi AKP kurmaylarının çağrılarını yayınlamak için canhıraş uğraşan Doğan Grubu, bu sayede iktidarın gözüne girmişti. Hande Fırat ise RTE ile kurduğu canlı yayın bağlantısı ile gecenin kahramanı olmuştu. Özellikle Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar hakkında muhalif kanattan gelen pek çok soru işaretine yol açan bilgilere yönelik TSK ağzından cevap vermeye ve Hulusi Akar’ı aklamaya çalışan haber içeriğine rağmen “Karargah Rahatsız” başlığı Hande Fırat ve gazetenin hedef tahtasına oturması için yeterli oldu.

Hande Fırat, gelen tepkilere karşı “Haberlerin içini doğru düzgün okumuyoruz. Biz Genelkurmay Başkanlığı’na görüşlerini sorduk.” şeklinde bir açıklama yaptı. Hürriyet Gazetesi ise günlerce sessizliğini korudu ve ancak dün bir açıklama yaptı. Gazete manşetin “maksadı aşan editoryal hata” olarak gördüklerini belirtti: “Bu başlığa böyle bir anlam yüklenmesi aklımızın ucundan dahi geçmemiştir. Böyle bir kasıt kesinlikle söz konusu değildir. Kasıt bu olmamakla birlikte ‘karargahta rahatsızlık’ başlığı maksadı aşan bir editoryal hata olarak görülebilir.”

Oysa aynı gazetede yazan Ahmet Hakan ise bugünkü köşe yazısında “Konuşsanıza Hulusi Paşa! Neden susuyorsunuz ki? Desenize: ‘Hürriyet’teki haberin arkasında biz varız.” demişti. Hakan’ın Hulusi Akar’a yaptığı bu çağrıya rağmen gazete yönetimi kendi paçasını kurtarmak için pası editörlüğe attı.

Neticede 15 Temmuz gecesi kahraman ilan edilenler, bugün bir anda hain oldu. Hükümet, yandaşlar ve adliye tarafından hedef alınmaya başladı.

AKP’ye Fazla Yanaşmayın; Sonunuz Hande Fırat Gibi Olur!

Şimdilerde dikta yönetimine anayasal kılıf sağlamak için 16 Nisan’daki referanduma hazırlanan RTE, bir “darbeye karşı yol arkadaşı”nı feda etmek üzere. Daha önce de kimler feda edilmedi ki? Doğan Grubu mu, Hande Fırat mı dert olacak?

RTE öyle bir hal aldı ki, artık suyuna gitmek bile yetmiyor. Çünkü ona gerginlik gerek. Elinde avucunda hangi koz varsa ortaya serdi. Savaş, bombalar, hükümete darbe, OHAL’in hukuksuz ve sınırsız yetkileri, hesap sorulamayan bir pozisyon… Her şey elinde ama geleceğinden yine de emin olamıyor. Halkın başkanlık projesine verdiği destek hiç de arzu ettiği noktada değil. O yüzden ahı gitmiş vahı kalmış, Genel Kurmay Başkanı islamcı yazarların kapısını aşındıran TSK’da hala bir “darbeci odak” , “millet iradesine” karşı bir sopa,  Kemalist bürokrasinin yenilmez hayaleti varmış gibi durduk yere gerginlik ve gündem çıkartan bir malzeme Hande Fırat haberi ile ele geçirilmiş oldu.

Ne zaman kime düşman kesileceği belli değil. Kutuplaşma ve gerginlik siyaseti için malzeme lazım. Dün kahraman olanlar bugün hain oluyor. Sahi, şimdi başkanlık rejimine giden yolda can ciğer oldukları Devlet Bahçeli de olası bir “evet”in ardından Hande Fırat sendromuna tutulur mu, ne dersiniz?

Biz buradan uyaralım. “Aman destek olayım da, yarın öbür gün bana da sataşmasın” diye 16 Nisan’da evet diyecek olan varsa, vazgeçsin. Zira edindikleri yalakalık zırhı pek de uzun soluklu olamayacak. Aynı sendroma, RTE’nin en yakınındakiler de dâhil olmak üzere herkes bir gün yakalanacak. Şans eseri ayakta kalanlar ise RTE’nin yenilgiye uğradığı gün, onunla birlikte her şeylerini kaybedecekler.

KATEGORİLER
ETİKETLER