Birinci Yılında OHAL: Fotoğraf Oldukça Net
20 Temmuz 2016. Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi. Darbe girişimine karşı (!) dediler, “Fetö”yü hedef alacak (!) dediler, halk OHAL’den zarar görmeyecek (!) dediler.
23 Temmuz: OHAL’in ilk Kanun Hükmünde Kararnamesi (KHK) yayımlandı. Cemaatle ilişkili olduğu söylenen 2341 kuruluş, dernek, sendika kapatıldı. Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) da ilk OHAL KHK’sı ile kapatıldı. Gözaltı süresi 30 güne çıkarıldı.
27 Temmuz: Darbe girişimi bahanesiyle cadı avına başlayan iktidar, muhalifleri hedef almaya başladı. OHAL’in ilk haftasında KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi 40 kişi açığa alındı.
OHAL’in ikinci KHK’sı ihraç dalgasını başlattı. İlk elden TSK içinde ihraçlar geldi. 1684 personel ihraç edildi. Yine cemaate yakın olduğu söylenen 131 yayın organı KHK ile kapatıldı. KHK aynı zamanda devletin ve personelinin OHAL nedeniyle yaptıkları işlemler için hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğunu askıya aldı.
16 Ağustos: Kürt yayın organı Özgür Gündem gazetesi “terör örgütü propagandası” bahanesiyle mahkeme kararıyla kapatıldı.
17 Ağustos: KHK’lar bu kez ikiz geldi. Ordu dışında ilk ihraçlar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) yaşandı. AKP’nin yıllar yılı özellikle internet sansürleri için kullandığı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kapatıldı.
1 Eylül: Üçüz KHK’lar geldi. Kamuda cadı avı kitlesel nitelik kazandı. 50 binden fazla kamu görevlisi tek gecede ihraç edildi. İhraç edilenlerin arasında 2346 akademisyen bulunuyordu. “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenler de cadı avının hedefinde oldu. 672 sayılı KHK ile artık muhalif-KESK üyesi kamu emekçileri kitlesel şekilde ihraç edilmeye başladı.
Belediye mülklerini valiliklerin el koymasının önü açıldı. Özellikle HDP’li belediyelere yönelik saldırı dalgasının startı verilmiş oldu. 33/a kapsamında araştırma görevlisi kadrosuna atanmış olanların statüleri topluca 50/d statüsüne dönüştürüldü.
8 Eylül: MEB bünyesinde 11 bin 304 öğretmen açığa alındı. Açığa alınanların 9 bin 843’ü Eğitim-Sen’liydi. Açığa alma, toplumsal muhalefete yönelik topyekûn bir saldırının işareti oldu. Dersim gibi kimi yerlerdeki kitlesel eylemlerin ve toplumsal baskının neticesinde önemli bir kısmı göreve iade edilse de açığa alınanlardan çok sayıda öğretmen ilerleyen KHK’larla ihraç edildi.
29 Ekim: Yine ikiz KHK geldi. 11 binden fazla kamu emekçisi ihraç edildi. İhraç edilenlerin 528’si Eğitim-Sen üyesi oldu.
Bu tarihte ilk defa KHK ile yeniden göreve iade gerçekleşti: 72 kişi!
Aralarında Kürt basınından Dicle Haber Ajansı (DİHA), Jin Haber Ajansı, Özgür Gündem, Azadiya Welat ile Evrensel Kültür dergisinin de olduğu 15 basın organı KHK ile kapatıldı.
Savunma hakkına yönelik kapsamlı bir saldırı gerçekleşti. “Örgüt suçları”nda avukat sayısı 3’le sınırlandı, örgüt suçundan hakkında soruşturma dahi olan avukatların yine bu suçlardan yargılananlara avukatlık yapması yasaklandı, gözaltında avukat ile görüşme sınırlandırıldı ve tutuklu ya da hükümlülerin avukat görüşmelerinin dinlenebileceği, izlenebileceği ve avukatla olan yazışmalara el konulabileceği kabul edildi.
Rektörlük seçimleri kaldırıldı.
4 Kasım: HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 9 HDP’li vekil tutuklandı.
5 Kasım: Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticilerine yönelik 31 Ekim’de polis operasyonu gerçekleşmişti. 5 Kasım günü Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Musa Kart, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Güney, Önder Çelik, Bülent Utku, Kemal Güngör ve sonrasında Akın Atalay (12 Kasım) tutuklandı.
22 Kasım: OHAL yine ikiz doğurdu. 15 bin kamu emekçisi ihraç edildi. KESK üyeleri, Veli Saçılık, Barış Akademisyenleri ihraç listelerinde yer aldı.
375 dernek ve 9 basın organı kapatıldı. Kapatılan dernekler arasında Çağdaş Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği gibi sol veya Kürt hukuk örgütleri yer aldı.
Daha önce yasadaki grev yasakları içinde yer alan ancak Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilen “büyükşehir belediyelerinin şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozan ve bankacılık hizmetlerinde ekonomik veya finansal istikrarı bozan” grevlerin ertelenebileceği (=Hükümet tarafından yasaklanabileceği) hükmü KHK ile yasaya eklendi!
30 Aralık: Gazeteci Ahmet Şık, “Fetö ve PKK örgütlerinin propagandası” bahanesiyle tutuklandı! Şık 2011’de de, Gülen cemaatini ele alan “İmamın Ordusu” isimli kitabı nedeniyle AKP-Feto ortaklığıyla tutuklanmıştı.
15 Temmuz-31 Aralık: Darbe girişiminden yılsonuna kadar toplamda 50 binden fazla kişi gözaltına alındı, 30 binden fazlası tutuklandı. Gözaltılar sırasında bir kısmı medyaya da yansıya çok ciddi işkence belirtileri ortaya çıktı.
6 Ocak 2017: OHAL’in bir üçüz KHK’sı daha oldu. Aralarında muhalif isimlerin de olduğu 8220 kamu emekçisi ihraç edildi. 83 dernek daha kapatıldı. Kapatılan dernekler arasında çok sayıda sol kurumu yakın dernek yer aldı.
Hâkim ve savcılar için sınavda aranan 70 taban puan şartı kaldırıldı. Polisin sanal ortamdaki yetkileri artırıldı. Çeşitli suçlardan hakkında soruşturma-kovuşturma olanlardan, Bakanlık tarafından “yurda dön” çağrısı yapılıp da dönmeyenlerin vatandaşlıklarının kaybettirileceği kabul edildi.
18 Ocak: Bursa’daki Asil Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş Sendikası’nın grev kararı alması üzerine grev henüz başlamadan Hükümet tarafından gece yarısı yasaklandı. Yasağın gerekçesi “milli güvenlik”!
20 Ocak: Asil Çelik’in ardından EMİS’e üye işverenlerin işyerleri için Birleşik Metal-İş tarafından ilan edilen grev kararı da Hükümet tarafından yasaklandı.
7 Şubat: KHK geldi, yine binler ihraç edildi. Çok sayıda solcu akademisyen ve kamu görevlisi de ihraç listesinde yer aldı. Sitemiz yazarlarından Ankara Üniversitesi Araştırma Görevlisi Güneş Gümüş de 7 Şubat KHK’sıyla ihraç edildi.
20 Mart: Akbank’ta Banksis tarafından ilan edilen grev, AKP’nin OHAL KHK’sı ile getirdiği yeni yasak hükmüne dayanılarak “ekonomik ve finansal istikrarı bozucu” olduğu bahanesiyle Hükümet tarafından yasaklandı.
16 Nisan: OHAL koşullarında referanduma gidildi. AKP haftalarca devletin her türlü imkânını (para, araç, insan) kullandığı bir kampanya yürüttü; “hayır” cephesini marjinalleştirmeye, terörle ilişkilendirmeye çabaladı. “Hayır” çalışmalarının ciddi bir kısmı devlet-polis zoruyla engellendi. Sonuç: sopalı geçen bir kampanya ve şaibeli bir seçim sayımına rağmen Erdoğan istediğini kıl payı alabildi: %51,41.
4 Mayıs: Kadir Topbaş’ın damadı olan ve Fetö suçlamasıyla tutuklu olan Ömer Faruk Kavurmacı sağlık sebebi gerekçesiyle tahliye edildi. On binlerce insanın sudan sebeplerle ihraç edildiği, tutuklandığı bir tabloda “parası ya da yakını” olanların tahliye ediliyor olması tepki topladı.
22 Mayıs: Kristal-İş Sendikası, Şişecam ve bağlı işyerlerinde grev kararı aldı. Grev başlamadan 2 gün önce “milli güvenlik” bahanesiyle Hükümet tarafından yasaklandı.
23 Mayıs: KHK’larla ihraç edilen Ankara’da direniş sürdüren ayrıca açlık grevine başlamış olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça “tutuklanmamaları halinde adaletin işleyişine zarar verecekleri” gibi anlamsız bir bahaneyle tutuklandı.
3 Haziran: Erdoğan MÜSAİD toplantısında OHAL ve grev hakkı üzerine konuştu: “Bu Olağanüstü Hal’de o tür tehditlerle karşımıza gelenler anında yasaların, hukukun bize verdiği yetkiyi kullanmamızı kolaylaştırıyor. Öyle ikide bir kalkacak hemen grev, bilmem ne… Kusura bakma arkadaş”
5 Haziran: Petrol-İş Sendikası’nın Mefar İlaç’ta ilan ettiği grev “genel sağlık” bahanesiyle Hükümet tarafından yasaklandı.
12 Temmuz: Erdoğan OHAL ve grev hakkı ilişkisine açıklık kazandırdı: “Biz OHAL’i iş dünyasının daha rahat çalışması için getirdik. İş dünyasında herhangi bir sıkıntınız aksamanız var mı? Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı. Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade izin vermiyoruz. Bunun için kullanıyoruz OHAL’i. Fotoğraf oldukça net.”
14 Haziran: CHP’li vekil Enis Berberoğlu MİT Tırları davasında tutuklandı.
14 Temmuz: OHAL’in ilk yılı içerisindeki son KHK’sı geldi. Bir yıl içinde toplam 26 OHAL KHK’sı yayımlanmış oldu. 7 bin 348 kişi daha kamudan ihraç edildi.
20 Temmuz 2017: Yurt genelindeki OHAL birinci yılını doldurdu. AKP iktidarı dördünce kez OHAL’i uzatma kararı aldı.
Kısa Bir Bilanço
OHAL’in ilan edilmesinden itibaren Numan Kurtulmuş’un açıklamasına göre kamudan toplamda 143 bin 420 kişi ihraç edildi.
15 Temmuz’dan bu yana hakkında adli işlem başlatılanların sayısı 169 bini buldu. Tutuklu sayısı ise 50 bini aştı.
Yargıtay’da görevli 105 üye, Danıştay’da görevli 41 üye, Anayasa Mahkemesi’nde görevli 2 üye, HSYK’da görevli 3 üye tutuklandı.
Hala 11’i HDP’li 1’i CHP’li toplam 12 milletvekili cezaevinde. Çoğu HDP’li 89 belediyeye kayyım atandı, 74 Belediye Başkanı (HDP’li) tutuklu.
Toplamda 110 basın organı kapatıldı. 20’si geri açıldı, 90’ı kapalı kaldı.
İhraç rekorunu Milli Eğitim Bakanlığı kırdı: 33 bin 74 öğretmen ihraç edildi.
OHAL döneminde toplam 78 gazeteci tutuklandı. Hâlihazırda Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) verilerine göre toplamda 157 gazeteci ve medya çalışanı hapiste.
OHAL sürecinde 2017’nin ilk 6 ayında 5 grev Hükümet tarafından yasaklandı: Asil Çelik (Birleşik Metal-İş), EMİS (Birleşik Metal-İş), Akbank (Banksis), Şişecam (Kristal-İş), Mefar (Petrol-İş).
* “Fotoğraf oldukça net”: Bu ifade Erdoğan’ın 12 Temmuz günü yatırımcılarla yaptığı bir toplantıda OHAL’in kaldırılmasını isteyen patronlara cevaben yaptığı konuşmasına kullanıldı. Konuşmanın ilgili kısmı şöyle: “Biz OHAL’i iş dünyasının daha rahat çalışması için getirdik. İş dünyasında herhangi bir sıkıntınız aksamanız var mı? Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı. Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade izin vermiyoruz. Bunun için kullanıyoruz OHAL’i. Fotoğraf oldukça net.”
Kaynaklar: Bolsevik.org arşivi, Cumhuriyet Gazetesi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Hukuka Marksist Bakış.