Sosyalist Kadın Örgütü EŞİTLİK Yola Çıktı – Derya Koca
Kadınların sosyalizm programına her zamankinden çok ihtiyacı var!
Neden mi?
Dört bir yanda peyda olan diktatörler dünyanın tepesine çöreklenmişken muhafazakar ideoloji üzerine kurulmuş otoriter rejimler kadın düşmanlığını pompalıyor. “Gelişmiş ülke” diye gösterilen ülkelerde dahi emekçiler, kadınlar, azınlıklar baskı altında; yoksulluk ve çile içinde.
Savaşlar, başta bölgemizi ve tüm dünyayı teslim almış durumda; bir avuç asalağın ve fanatiğin çıkarları yaşama hükmediyor. Kadınlar bu çivisi çıkmış dünyada en dibine itiliyor. Yoksulluğun ve ezilmenin en uç noktalarını yaşıyor. Dünya bu haldeyken Türkiye’nin de kaderi farklı değil. Ve sosyalizm, kadınlara bu cehennemden topyekün kurtulmanın ve insanca yaşamanın tek yolunu sunuyor: düzeni değiştirmek!
Emeğe, emekçilere düşman olan; kadına dost olamaz!
Türkiye, emekçilerin açlık ve yoksulluk içerisinde yaşamasının kural haline geldiği bir ülkeye dönüştürüldü. Ülkenin kapitalistleri emekçilerin güvencesiz, ucuza ve uzun saatler çalışması neticesinde çok ciddi bir servet birikiminin üstüne oturdu. Kadınlar bu ağır sömürü koşullarından en çok etkilenenlerin başında geliyor. Ancak kadın emekçilerin sorunları gündeme dahi gelmiyor.
Biz kadınlar, güvencesiz, örgütsüz çalışıyoruz ve yaşıyoruz. Ucuz iş gücü olarak görülüyoruz. Büyük oranda taşeron, yarı zamanlı ve geçiçi çalışma şeklinde istihdam ediliyor ve güvencesiz yaşamımızda daima birilerinin bakımına, himayesine mecbur bırakılıyoruz. Kadınların insanca çalışma koşulları elde etmesi için bağımsız bir hayat sürebilmesi mücadelesini vermek, kadınların diğer sorunlarınıın çözümüne da temel olacak en acil gündem!
EŞİTLİK, emekçi kadınların bu acil gündemler etrafında mücadeleye katılması, taleplerin gündeme getirilmesi için mücadele etmek üzere yola çıkıyor.
Kadınların yaşamlarının taciz, tecavüz ve şiddetin giderek yakıcı hale gelmesi iktidarın ülkeyi içine soktuğu iklimin bir sonucudur. Ülkenin gittikçe muhafazakarlaştırılması ve kadın düşmanı fikirlerin meşrulaştırılması bu iklimin sonucu. Bu nedenle rejim sorunu, ülkedeki kadın sorunlarının başında geliyor. Cinsiyetçi fikirlerle toplumu teslim almaya çalışan iktidar, okul sıralarından devlet televizyonlarına cinsiyetçi fikirleri topluma pompalıyor. Ağızlarını her açtıklarında kadınların canına kast ediliyor, şiddet meşrulaştırılıyor, tecavüz aklanıyor!
EŞİTLİK, cinsiyetçiliğe ve zorla muhafazakarlaştırmaya karşı kadınları eşitlik mücadelesini büyütmek için yola çıkıyor.
AKP kutuplaşmadan besleniyor. Biz kadınlar, bir geleceğimiz olsun istiyorsak, EŞİTLİK istiyorsak, AKP’nin üzerinde durduğu zemini ortadan kaldırmak zorundayız. Bunu da ancak emekçilerin birliğini sağlayarak başarabiliriz. Kutuplaşmayı ortadan kaldırmak ve bu kadın düşmanlarını baş aşağı etmek zorundayız.
Bu cehennemi ortadan kaldırmak için mücadele ederken toplumu değiştirmeye adayız. Mücadelemizle sadece kendi kaderimizi değil ülkenin kaderini de değiştirebiliriz! Bizim kaderimiz emekçilerin kaderiyle, ülkenin ve dünyanın kaderiyle ortaktır.
Kadınların ezilmesinden düzenin çıkarı vardır! Kadınlar kendisine dayatılan işleri yapsın ki patronlar yeni işçi kuşaklarını bedavaya getirsin; kadının sırtladığı (yemek, temizlik, çocuk bakımı) işlere para ödemeyerek işçileri daha ucuza çalıştırabilsin. İşte düzen bunun üstüne kurulu. Bu işleyiş, kadın düşmanı fikirlere yol açıyor. Madem her şey kadın ve erkek emekçilerin birlikte ezilmesine ve sömürülmesine dayanıyor; biz iki kez ezilen ve sömürülen kadınların buna bir dur demesi gerekiyor.
EŞİTLİK, kadınları sınıf mücadelesine çağırıyor!
Hem evde hem işte sayısız fedakarlıklarda bulunarak yaşıyoruz. Güvenceli iş, insanca yaşamaya yetecek bir ücret talebimiz var. Ancak bu da yetmez: işyerlerinde olmak zorunda olan kreş hakkımız tamamen gasp ediliyor. Kendisi için saraylar yapan iktidarlar kadınlar için beş kuruş para harcamıyor: mahallelerde yaşlı ve hasta bakımevleri ve yemekhaneler için verilecek mücadele tüm bu yükü kadınların omuzlarından almak için olmazsa olmaz! Patronlar bunlara beş kuruş para harcamak istemiyor. Yasal haklarımız bile yok sayılıyor, çünkü bizlerin sesi çıkmıyor. Bu talepler, tarihte çok büyük sınıf mücadeleleri ile daha önce kazanıldı. Sorunlarımızın çözümü için sınıf mücadelesinde kadın emekçiler olarak kendi taleplerimizle yer almak zorundayız.
EŞİTLİK, kadınları devrimci mücadeleye çağırıyor!
Ezilmemizden çıkarı olan patronlar ve onların iktidarlarından kurtulmak ve düzeni değiştirmek zorundayız. İşte bunun adı devrimdir!
Sınıfımız güçlü olur, bizler örgütlü olursak emeğimize; alnımızın terine gözümüzün nuruna göz diken asalaklardan kurtulup insanca yaşayabiliriz.
O halde biz kadınlara büyük görev düşüyor çünkü biz bu dünyanın yarısıyız.
En çok susturulmak istenen en önde mücadele etmeli ki bu düzen böyle sürmesin.
Biz kadınlar bu mücadeleyi omuzlarsak, gerçek gündemlerimiz için birleşir, emekçilerin birliği içinde en öne geçersek işte o zaman taciz, tecavüz ve cinayeti aklayanlar yok olup gidecektir. Kadın düşmanları silinecektir.
Eşitlik, kadınları en önde mücadele etmeye çağırıyor!
Biz kadınlar, mücadelede en öne geçersek erkek emekçileri de eşitlikçi fikirlere kazanabilir, taleplerimiz için mücadele ederken AKP iktidarının yarattığı zehirli atmosferi yok edip, kadınların rahat bir nefes almasını sağlayabiliriz.
Kadınların eşitlik ve özgürlük bayrağı olan sosyalizm, yepyeni bir yaşamın mümkün olduğunu, artık bu çivisi çıkmış dünyadan başka bir dünyanın var olabileceğini bize söylüyor.
EŞİTLİK, kadınları insanca yaşamak, ezilmeye ve sömürüye son vermek için düzenin saltanatına son vermeye çağırıyor! Sosyalizm sadece kadınların değil, tüm insanlığın eşit olduğu bir dünyayı savunuyor. EŞİTLİK, kadınları sosyalizm mücadelesine çağırıyor!
Kadın düşmanlarının düzeni olan kapitalizme, cinsiyetçiliğe ve sömürüye karşı karşı eşitlikçi bir toplum için sosyalizmin kızıl bayrağı ile kadınlar en öne!
Zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok!
Yanımızda yerin hazır; EŞİTLİK’e sen de katıl!