Girê Sipi (Tel Abyad) Savaşının Analizi – Çağın Erdinç
Girê Sipi (Tel Abyad) artık PYD’nin kontrolünde. Çoğu kişinin öngöremeyeceği kadar çabuk ilerleyen PYD, Girê Sipi’yi alarak Rojava kantonları arasındaki bütünlüğün sağlanması adına çok büyük bir adım atmış oldu. Evvela Girê Sipi’nin IŞİD’den nasıl bu kadar çabuk temizlendiğini, daha sonra ise “kantonlar arası bütünlüğün” tam anlamıyla sağlanmasının olanaklarını irdeleyeceğiz.
Girê Sipi’de “Hızlı Çekim” IŞİD Yenilgisinin Nedenleri
1) Koalisyon Uçaklarının Etkili Hava Saldırıları
Bilindiği gibi Kobanê’ye yönelik IŞİD saldırılarının arttığı süreçte, koalisyonun hava saldırıları oldukça etkisiz kalıyordu. Hatta 28 Eylül 2014’te Sendika.org’a verdiği röportajda YPG/YPJ’nin Kobanê’deki komutanı Meryem Kobanê konuyla ilgili şunları söylüyordu: “Dün akşamdan beri savaş uçakları keşif uçuşları yaptı ve bir saldırıları da oldu. Fakat sadece iki noktayı vurduklarını tespit ettik. IŞİD’in vurulabileceği birçok yeri var. 30-40 araçla konvoy halinde ilerledikleri yerler var, tankları var. Eğer gerçekten burada bir keşif yapacaklarsa isterlerse çok ciddi zarar verebilirler. Ancak doğrusu uçaklar boş yerleri vuruyor. Örneğin Tel Abyad’da çok fazla güçleri yok, daha çok köylere dağılmışlar, Kobani etrafındaki köylere gelmişler. Daha çok bizim güçlere karşı savaşıyorlar. Yerleri çok açıkça tespit edilebilir. Şu anda sizinle konuştuğum sırada da Kobani kent merkezine 4 tane top atışı yaptılar, bir sivil şehit oldu, 3 kişi de yaralandı. Yani bugünkü saldırı onların uzağındaki yerleri vurdu. Bizim tespitlerimiz bu yönde.”
Evet Meryem Kobanê yaşananları böyle anlatıyordu. Koalisyon uçaklarının etkisiz saldırılar gerçekleştirmesinin en önemli nedeni, YPG ile dolaylı koordinasyon kurulmaya çalışılmasıydı; ancak sonraki süreçte (özellikle Ekim ayından sonra) YPG’nin sahada verdiği koordinatların doğrudan koalisyonun hava unsurlarına ulaşmasıyla iş değişti. Bu süreçten sonra IŞİD’in hareket alanı iyice daraldı. Gösterişli kalabalıklarla “geçit töreni” şeklinde gövde gösterisi yapan IŞİD daha “sade” gruplarla hareket etmek durumunda kaldı. Hatta IŞİD’e yakın haber sitesi Takva’da yayınlanan videoda bir IŞİD militanının “kafamızı çıkarttığımız anda vuruyorlar! Eskisi gibi hareket edemiyoruz” şeklindeki sözleri, IŞİD’in hareket alanının ne ölçüde kısıtlandığını ortaya koyuyordu.
Bu etkili işbirliği IŞİD’in Kobanê’den tamamen atılmasından sonra da devam etti. Kobanê’nin savunması için gerçekleşen hava saldırıları, sonraki süreçte YPG’nin savunmadan saldırıya geçtiği operasyonlarda da IŞİD’in önemli kayıplar vermesini sağladı.
YPG’nin özellikle Mayıs ayının başında başlattığı “Şehit Rubar Qamışlo Operasyonu” sürecinde de koalisyonun etkili hava saldırılar gerçekleştirdiğini belirtmek gerekir. Girê Sipi ve çevresindeki operasyonlarda da koordineli hava saldırılarının IŞİD’i çok zor duruma soktuğu gerçeğini gözardı etmemek lazım
Bu noktada, BBC’de yayınlanan ve Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Genel Müdürü Rami Abdurrahman’ın, etkili hava saldırılarının IŞİD’i ne kadar zor duruma soktuğunu ifade ettiği röportajı aktarmakta fayda görüyoruz. Suriye’deki muhaliflere yakın bir çizgide bulunan, İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları için Gözlemevi (SOHR) Genel Müdür Rami Abdurrahman, Girê Sipi’de IŞİD’in ne kadar zor durumda kaldığını IŞİD’lilerin telsiz konuşmalarını aktararak ifade ediyor. Abdurrahman’ın söz konusu röportajından en önemli kısım şöyle:
“Kürtler orayı almadan yaklaşık 10 gün önce bazı IŞİD’lilerin telsiz konuşmalarını dinledik. Bir kişi Rakka’ya ‘Şu an kuşatma altındayız, desteğinize ihtiyacımız var’ dedi. Cevaplayan kişi, ‘Sizi destekleyemeyiz çünkü uçaklar yerdeki her türlü hareketi vuruyor’ dedi. Aynı şey Tel Abyad’da da oldu, telsizle yardım istediler, ‘Yardım edemeyiz’ cevabını aldılar. Sonra ilk kişi ‘Suriye’ye cihad için geldik. O zaman ölürüz. Şehit oluruz’ dedi.”
2) YPG’nin Etkili Operasyonları
IŞİD’in Girê Sipi yenilgisi belki Girê Sipi ve etrafında “kolay” oldu; ancak bu durumun en önemli nedeni, YPG’nin Girê Sipi’nin etrafındaki operasyonlarla sahayı “yumuşatmasıydı.” Zira IŞİD’in en önemli saha güçleri Girê Sipi’nin etrafında konuşlanmıştı. Bu durumu yukarıda sözünü ettiğimiz röportajda Meryem Kobanê’nin de vurguladığını ifade etmek gerekir.
Özellikle Şehit Rubar Qamışlo operasyonu ile Serekaniyê’nin batısında; Suluk’un doğusunda YPG IŞİD’e çok büyük kayıplar verdirdi. YPG’ye yakın kaynaklarda bu operasyonlarla IŞİD’in 800’e yakın üyesini kaybettiği ifade edildi. Girê Sipi’yi üç koldan saran bu operasyonlar Girê Sipi yolunun açılmasını sağladı ve IŞİD’in “hızlı çekim” yenilsinin en önemli nedenlerinden biri oldu.
3) YPG’nin Moral Motivasyon Ve Saha Bilgisi
Girê Sipi zaferinde YPG açısından belirleyici olan faktörlerden biri de YPG’nin moral, motivasyon ve saha bilgisi. İç savaş koşullarında moral-motivasyon ve “inanmışlık” son derece belirleyici olabiliyor. Marksist Bakış’ta yayınlanan “İç Savaş Dersleri” yazımızda bu konuyu uzun uzadıya ele almıştık.
YPG, Kobanê zaferiyle IŞİD’in “yenilmezlik mitine” son verdi. Bu YPG militanları için son derece önemli bir motivasyon kaynağıydı. Zaten ideolojik olarak son derece sağlam ve geleneksel bir temele dayanan Kürt ulusal hareketinin Suriye örgütü YPG, Kobanê zaferiyle IŞİD’e karşı ekstra motivasyon kazandı. IŞİD’deki etkisi ise tam tersine oldu. IŞİD’in temel öğretisi olan “ Allah cihat edenleri daima korur!” sözüne dayanan motivasyon, Kobanê yenilgisiyle son buldu. Bu durumu “Şehit Rubar Qamışlo Operasyonu” ile gördük. IŞİD çok sayıda kayıp verdi. Ve YPG hızlı ilerlemeler kaydetti.
Diğer Nedenler
Gire Sipi zaferinde bu faktörlerin “asıl” olduğunu belirtelim. Diğer tali faktörlere de değinmek gerekebilir. Örneğin IŞİD’in yanlış şehir stratejisi. IŞİD Girê Sipi’de, diğer şehirlerde olduğu gibi birkaç deneyimli militanını bırakıp şehrin geri kalanını deneyimli militanlarının etkisiyle kendi yanında tutmaya çalıştı. Bunu yapmasının en önemli nedenlerinden biri, Girê Sipi nüfusunun büyük bir kısmını Araplar’ın oluşturuyor olmasıydı. Araplar’ı Kürtler ile Türkmen ve Ermeniler takip ediyor. Girê Sipi’de 368 köyün, 10’u Türkmen; 5’i Ermeni; 68’i Kürt ve geriye kalanı da Arap köylerinden oluşuyor. Ancak örneğin Irak ordusuna karşı “tıkır tıkır” işleyen bu strateji YPG karşısında çöktü. IŞİD bölgeye yardım da gönderemeyince yenilgi kaçınılmaz oldu.
Bir diğer neden olarak Burkan El Fırat gibi muhalif çatı unsurların IŞİD’e karşı Girê Sipi çevresinde aktif direniş ortaya koyması gösterilse de, bunun tartışma konusu olduğunu belirtmek lazım. Zira bu örgütlerin direnme azmi, yalnızca “mermi yakmaktan” ibaret.
Sonuç: Girê Sipi Zaferi Kantonlar Arası Bütünlüğü Sağlar Mı?
Başlıktaki soruya doğrudan cevap vermek mümkün değil. Elbette kantonlar arası bütünlük Girê Sipi zaferiyle Kobanê ve Cizirê arasında sağlandı; ancak en önemli üçüncü halkayı Afrin oluşturuyor. Afrin’e ulaşmak zor. Zira önce IŞİD’in denetimindeki ve Kobanê’nin batısındaki Jerablus’u (Cerablus) ele geçirmek gerekiyor. Jerablus’u ele geçirmek doğal nedenlerden pek kolay değil. Jerablus’un hemen doğusundan, yani YPG’nin olası taarruz hattından Fırat Nehri geçiyor. Jerablus’a Kobanê’nin batısından ulaşmak için son nokta olan Şêxler köyü YPG’nin denetiminde; ancak sözünü ettiğimiz doğal nedenlerden dolayı Jerablus’un ele geçirilmesi kolay değil.
Jerablus ele geçirilse bile Afrin’e ulaşmak için IŞİD’in ve Suriye muhalefetinin denetimindeki yerlerin geçirilmesi gerekiyor. Bu da şimdiki konjonktürde zor. Sonuç olarak Girê Sipi zaferi son derece önemliydi; ancak kantonlar arası bütünlüğün tam anlamıyla sağlanması kısa vadede pek mümkün görünmüyor.