Şu Fırat’ın Batısı: Davutoğlu Kendini Kandırıyor!
Tışrin ve Mimbic arasındaki uzaklık 24 KM. Mınbic’in hemen kuzeyinde Cerablus var
PYD-YPG Tışrin Barajı’nı ele geçirdi. Tışrin Barajı son derece stratejik bir konumda bulunuyor. Tışrin Barajı IŞİD’in Rakka’dan Mınbiç ve Cerablus’a uzanan ikmal yolunun üzerinde yer alıyor. IŞİD’e karşı YPG’nin Kobanê’nin batısındaki Cerablus’a ya da daha güneydeki Mınbiç’e yönelik olası operasyonlarına karşı direnebilmek adına IŞİD Tışrin’e büyük önem veriyordu. Ancak hava destekli operasyonla YPG kısa sürede Tışrin’i ele geçirdi. IŞİD’in hayal kırıklığı büyük! Sadece IŞİD’in değil, AKP’nin de hayal kırıklığı büyük!
Belirttiğimiz nedenlerin dışında Tışrin’i asıl önemli kılan, bu bölgenin Fırat’ın batısında yer alması. Malum, PYD-YPG’nin Rojava’daki kantonların arasında bütünlüğü sağlaması için tek eksik parçayı Cerablus- Azez arasındaki hat oluşturuyor. Bu hattı IŞİD kontrol ediyor. PYD-YPG Fırat’ın batısında kalan bu bölgeye yönelik bugüne kadar böylesine büyük bir operasyon yapmamıştı.
AKP’nin Kırmızı Çizigisi: “IŞİD’e Dokunma!
Fırat’ın batısında kalan Azez Cerablus arasındaki hattın “kırmızı çizgi” olduğunu AKP kanadı her fırsatta dile getiriyordu. Tekrar belirtelim: AKP’nin “kırmızı çizgi” dediği alanı IŞİD kontrol ediyor. Ama ne gam! Zaten Tayyip Kobanê savaşından başlayarak tarafını açıkça belli etmedi mi? Azez Cerablus hattı IŞİD’in kontrolünde kalsın. Türkiye’nin güney sınırında bulunan bu bölgeden IŞİD’in Türkiye’ye soktuğu canlı bombalar da dert değ
il! Nasıl olsa solcular, Kürtler ölüyor! Yeter ki YPG Fırat’ın batısına geçip kantonlar arası bütünlüğü sağlamak adına hamle yapmasın! İşte AKP’nin Fırat’ın batısıyla ilgili “kırmızı çizgisi” tam olarak bu!
Davutoğlu Tükürdüğünü Yaladı!
YPG’nin Fırat’ın batısına geçerse anında vurulacağını ve bunu kabul etmeyeceklerini söyleyen Davutoğlu, YPG Fırat’ın batısına geçip Tışrin barajını ve çevre köyleri ele geçirdiğinde anında çark etti. “Tamam, Fırat’ın batısına geçtiler ama bizim kırmızı çizgimizi ihlal edenler YPG değil, daha çok Arap ve o bölgede koalisyonla birlikte hareket eden gruplar” dedi.
Davutoğlu’nun kastettiği Araplar ve bölgedeki koalisyonla hareket eden unsurlar kim? Davutoğlu aslında Suriye Demokratik Güçleri’ni kastediyor. Zira Fırat’ın batısına yönelik gerçekleştirilen operasyon Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adına yapıldı. Suriye Demokratik Güçleri de aslında PYD’nin ta kendisi!
Elbette Suriye Demokratik Güçleri’nin içerisinde farklı unsurlar var; ancak güç eşitliği söz konusu değil. Koalisyonun içerisinde PYD’nin tartışılmaz ağırlığı var. Özellikle karar alma süreçlerinde PYD’yi karşısına alabilecek herhangi bir aktör yok. Zaten var olan aktörlerin PYD’ye karşı çıkmak gibi bir niyetleri de yok. Örneğin Suriye Demokratik Güçleri içerisinde yer alan Süryani Birlikleri sayıca azlar ve PYD’nin perspektifiyle uyumsuz hareket etmiyorlar.
Suriye Demokratik Güçleri içerisindeki kayda değer başka bir grup olan Sanadid Birlikleri’ne bakalım. Bu birlikler Şemmar Aşireti içerisindeki gönüllü ve gerekirse zorunlu savaşçılardan oluşuyor. Sanadid Birlikleri önemli. Zira Sanadid Birlikleri’ni oluşturan Şemmar Aşireti’nin 5 bine yakın bir gücü seferber edebileceği söyleniyor. Şemmar Aşireti’ni Şeyh Humeydi kontrol ediyor. Sanadid Birlikleri’ni ise Humeydi’nin oğlu yönetiyor. Şeyh Humeydi’nin Cezire Kantonu Eş Başkanı olduğunu da söylemek lazım. Humeydi, Öcalan’a duyduğu sempatiyi ve PYD-YPG ile dostluklarını her fırsatta ifade ediyor. Davutoğlu büyük hayal kırıklığına uğrayacak ama, Suriye Demokratik Güçleri içerisindeki Araplar da Öcalan’ın çizgisine çok yakın. Kısacası, Davutoğlu’nun “Kırmızı çizgimiz aşılmadı. YPG Fırat’ın batısına geçmedi” açıklaması tamamıyla gerçek dışı!
Davutoğlu Neden Böyle Bir Açıklama Yaptı?
Öncelikle şunu belirtelim: alt emperyalist aktör olan Türkiye’nin Ortadoğu’daki “kırmızı çizgileri” tek başına belirleme lüksü yok! Bugüne kadar AKP’nin Ortadoğu’daki “kırmızı çizgileri” defalarca aşıldı, hatta darmadağın edildi! Bu, “Ortadoğu’nun abisi” olma iddiasındaki bir aktör için deyim yerindeyse, “karizmanın çizilmesi” demek. Son olarak YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesiyle Davutoğlu’nun “asla, kesinlikle, geçerlerse vururuz!” gibi kesin ifadelerle çektiği “kırmızı çizgi” aşıldı. Herhangi bir şey yapılamayacağına göre, duruma uygun cümlelerle durumu toparlamak gerekiyordu. Yapılan operasyon IŞİD’e karşı gerçekleştiği için IŞİD’in geriletilmesinden memnuniyet duyduklarını “yarım ağız” ifade etmek zorunda kaldılar. Sonra da Davutoğlu çıkıp malum açıklamaları yaptı. Yani, Osmanlıcı hayaller ve gerçekler arasındaki çizgiyi Fırat nehrinin aktığı çizgi belirledi!
Bundan Sonra Ne Olur?
Yazının girişinde söylemiştik: Tışrin’in ele geçirilmesi önemli bir gelişme. Ancak “Cerablus yolu açıldı” demek fazla iddialı olur. Zira şu anda YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesinin tek yolu Tışrin Barajı üzerinde bulunan geçit. Başka bir yol yok! Bu yüzden, geçişler ağır ve zaman zaman IŞİD’in karşı saldırılarıyla tehlikeli hale geliyor.
YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesindeki amaç (kendi ifadeleriyle) IŞİD’in kontrolündeki bölgelerden IŞİD unsurlarının Kobanê’ye yönelik havan ve top saldırıları gerçekleştirmesi ve sivil ölümlere neden olmasıydı. Bu da demek oluyor ki YPG’nin ilerlemesi Tışrin’in kuzeyine, yani Cerablus’a doğru devam edecek. Başka türlü IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarını nasıl engelleyebilirsiniz?
Sonuç olarak Kürt hareketinin nefesi artık iyiden iyiye Fırat’ın batısında hissediliyor. AKP’nin kırmızı çizgileri ise “kullan at mendillere” dönüyor!