OHAL’in Hedefinde ODTÜ Var – Gökçe Şentürk
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından ilan edilen OHAL ve çıkarılan KHK’larla şimdiye kadar pek çok muhalif kişi de tasfiye sürecinden Fettulahçı yaftasıyla nasibini aldı. Geride kalan muhalif sesler içinse şimdilik top yekün bir saldırı gündem de değilse bile RTE’nin başka bir sese tahammülünün olmadığı çok açık. Günlerdir iktidarın ve Cumhurbaşkanı’nın dilinden düşmeyen demokrasi söyleminin de böylelikle tıpkı yıllarca iktidarını güçlendirmek ve kaidesinde çatlak yaratacak her sesi bastırmak için kullandığı cemaat ilişkileri gibi kullanıldığını söylemek mümkün. Ayrıca bundan sonra yapılacak, sınırı ve kontrolü belirsiz olan süreç için de meşruiyet sağlanmış durumda. Tüm bunların bir yansımasını geçtiğimiz günlerde ODTÜ üzerinden yapılan karalama kampanyasıyla başlatılan süreçte gördük.
ODTÜ’de Ne Oldu?
ODTÜ içinde bulunduğumuz süreç itibariyle ve kurulduğu günlerden bugüne taşıdığı hafızayla her zaman toplumda biat etmeyen, muhalif bir duruşu simgelemiştir. ODTÜ öğrencileri bu süreçte de yan yana durabilmek, yıllarca birlikte kök söktüren, öldüren, sömüren düzenin ortaklarının ayrışmasıyla, diğer tarafın kahraman ilan edilip toplumun umutsuzluğa terk edilmesine karşı çıkmak için bir aradaydı. Bu amaçla da 26 Temmuz Salı günü diğer üniversitelere de bir çağrı yapılarak ‘NE DARBE, NE DİKTATÖRLÜK’ başlığıyla önce bir bildiri yayınlandı, ardından da önceden duyurusunun gerçekleştiği bir forum düzenlendi.
HEP AYNI HAVA “MARJİNAL SOL GRUPLAR” ve KARALAMA KAMPANYASI
Yayınlanan bildiride darbe karşıtlığının yanında bu süreci lehine çevirerek tek adam rejimini inşa etmek için bulunmaz bir fırsat yakalayan RTE’nin başlattığı dönüşüm süreci vurgulandı. Yine aynı şekilde forumda da “NE DARBE NE DİKTATÖRLÜK” başlığıyla özgürlüğümüzü kazanmak için üçüncü bir alternatifi göstermek zorunda olduğumuz, darbenin ya da diktanın bir tarafı olmak zorunda olmadığımız vurgulandı. Bu denli açıkça ifade edilmiş olmasına rağmen her zaman olduğu gibi AKİT, Yeni Şafak ve Habertürk’ün başını çektiği havuz medyası cımbızlayarak ve açıkça hedef göstererek yalan iftira ve aşina olduğumuz yöntemleriyle karalama kampanyasını başlattı. Darbecilere destekten tutun da cahilliğe, marjinal sol gruplara varana kadar neler neler…
Hatta Habertürk’ün internet sayfasında “Etkinlikte marjinal sol grupların, 15 Temmuz darbe girişimini ve daha sonra devlet tarafından alınan tedbirleri protesto etmek amacıyla ilerleyen günlerde ODTÜ Yerleşkesi içerisinde veya Yüksel Caddesi gibi yerlerde, “Ne Darbe Ne Diktatörlük” adı altında etkinlik düzenleyecekleri sosyal paylaşım siteleri olan tr-“tr.facebook/marksistfikirodtü” adresi üzerinden yaptıkları paylaşımlarla tespit edildi.” denilen haberde bildiri ve forumda geçmeyen iddialarla açıkça ODTÜ Marksist Fikir Topluluğu üyeleri facebook sayfası üzerinden hedef gösterildi.
http://www.haberturk.com/gundem/haber/1273527-ankara-valiliginden-odtudeki-forum-icin-suc-duyurusu
Valilik Soruşturma Başlattı
Karalama kampanyası sonuç verdi; Ankara Valiliği, gerçekleştirilen etkinlikte marjinal sol grupların olduğunu ileri sürerek, “Ne Darbe Ne Diktatörlük” etkinliğini düzenleyen grubun ODTÜ rektörü tarafından kınanmasını istediğini ancak bir açıklama yapılmayınca ODTÜ Rektörlüğü’ne resmi bir yazı yazıldığını açıkladı. ODTÜ Rektörlüğü’nden bir cevap alınamayınca, Valilik, düzenlenen forum hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması için 28 Temmuz günü Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. 1 Ağustos itibariyle de ODTÜ Marksist Fikir Topluluğu üyelerinin de içinde bulunduğu pek çok öğrenci, polislerin ikamet adreslerine gelerek yaratmaya çalıştığı tedirginlik ve OHAL vurgusuyla birlikte Güvenlik Şube’ye ifade vermeye çağrıldı.
Yapılmak istenenin ne olduğu açıkça ortada; önce cemaat temizlenecek sonra diğer düşmanlar, yani toplumsal muhalefetin gerçek unsurları. Bunu yapmak için de artık OHAL’den tutun da milli irade ve demokrasi martavallarına varana kadar her şey hazır. OHAL’de gündelik hayatın normalden farksız olacağını savunanlar ODTÜ’de yapılan bir foruma dahi tahammül edemiyor. Başlatılan soruşturmanın hiçbir hukuki dayanağı olmadığı gibi korku politikasıyla muhalefet sindirilmek isteniyor.
Sonuç; Ne Yapmalı?
Yapılacak şey dün de belliydi, bugün de karartılmaya çalışılsa da hala açık. OHAL’de, KHK’lar da, TV’lerde okunan martavallar da ne ODTÜ’nün mücadeleden gelen geleneğini ne de bu ülkenin bitmek bilmeyen, toplumsal muhalefeti besleyen pınarlarını kurutabilir. Mesele bugün daha da acil bir şekilde yan yana durabilecek kanalları açmak ve umutsuzluğa kapılıp kendini ifade olanağı bulamayan kitlelere yol göstermek.