Sosyalizm Kazanacak!
/ Engin Kara / Flormar Direnişine Sahip Çıkmak Zorundayız- Engin Kara

Flormar Direnişine Sahip Çıkmak Zorundayız- Engin Kara

on 7 Ağustos 2018 - 06:00 Kategori: Engin Kara, Gündem, Yazarlar

Gebze’deki Flormar fabrikasında çalışan işçiler, sendikalı (Petrol-İş) olduktan sonra toplu sözleşme sürecine hazırlanırken işten atılmışlardı. İşlerine ve ayrıca sendikal haklarına sahip çıkan işçiler, Gebze OSB’deki fabrika önünde direnişe başlamıştı.

Flormar işçilerinin direnişi üçüncü ayını doldurmak üzere. Çoğunluğu kadın, siyasi olarak farklı eğilimlerden gelen onlarca işçi direnişe devam ediyor. Geçen onca güne rağmen işçilerin direniş alanında gün boyunca canlılıklarını koruyor olması dikkat çekici.

Mücadele Öğretiyor

Direniş alanına yapacağını birkaç saatlik bir ziyaretle Flormar işçilerinin bu mücadeleye nasıl giriştiklerini ve mücadelenin nasıl bilinç kırılmalarına yol açtığını gözlemlemeniz mümkün.

Mesela yıllardır patronun talimatıyla, aldıkları ücreti bile birbirlerinden gizleyen işçiler, “yasalar tarafından korunduğunu düşündükleri” sendikal haklarını kullanmaya karar verince nasıl da “sınıf” haline geldiklerini hissettiklerini kendileri anlatıyor.

Ya da fabrikadaki bir metal levhanın düzenli olarak düştüğünü, hatta farklı zamanlarda çok sayıda işçiye çarparak zarar verdiğini, herkesin bu olayı kendi başına gelen bir kaza olarak düşündüğünü fakat bu durumun yaygınlığının ancak mücadeleye giriştiklerinde, birbirleriyle sınıfdaşlık duygusunu hissetmeye başladıklarında ortaya çıktığını dinleyebilirsiniz.

Farklı Siyasi Eğilimlerden İşçiler, Sınıf Mücadelesinde Birleşti

Flormar direnişi başladıktan sonra en azından muhalif kesimlerin bir kısmında bir heyecan uyandırdı. Bu heyecanın yayılmasında direnişçi işçilerin çoğunluğunun kadın olmasının da bir payı var elbette.

Fakat dikkat çekmek gerekiyor ki sendikaya üye olup da işten atılan, direnişe başlayan işçilerin tamamı, mücadeleyle özdeşleşmiş sol gelenekten gelmiyor. İşçiler arasında farklı siyasi eğilimler mevcut.

Güneş Gümüş, Duvar’daki yazısında işçilerin siyasal bileşimini şöyle tarifliyor: “Çoğu türbanlı kadın işçiler. ‘Karşı’ mahallenin yoksul emekçileri. Direnişin gerçekleştiği Gebze; AKP’nin %50, MHP’nin %13, Erdoğan’ın ise %62 oy aldığı bir yer. İşçiler, Gebze Organize Sanayi bölgesinin bu dokusunu taşıyor.”

Yani Flormar direnişinin bir kez daha pratikte kanıtladığı üzere; yöneticileri, vekilleri vs. ile ciddi çıkar çevrelerine dönüşen siyasi partilerin farklı yaşam tarzlarına, kültürel dokulara göre böldüğü emekçileri, sınıf mücadelesi birleştiriyor.

Direnişe Şirket ve Devlet Ablukası

İşten atılan Flormar işçileri, işe dönüş ve sendikal haklarından yararlanma talepleriyle yürüttükleri direnişi gün boyunca fabrika önünde bekleyerek gerçekleştiriyor. Vardiya giriş çıkışlarında ve molalarda, hâlâ çalışmaya devam eden işçilere ajitasyonlarla, sloganlarla, marşlarla sesleniyorlar. Çağrılarının karşılıksız kaldığını söylemek de doğru olmaz. Mesela direnişçilere alkışla destek verenlerin de işten atılmasına ya da fabrika içinde sürgün edilmesine karşın içerideki işçilerden hâlâ alkışlayanlar, el sallayanlar var.

Flormar yönetimi ilk günden bu yana direnen işçileri yalıtmak için çeşitli “duvarlar” ördü. Önce fabrikayı çevreleyen parmaklıklar brandalarla kapatıldı, üstlerine dikenli teller örüldü; sonra fabrika kapısının hemen iki yanına otobüsler çekildi ve orada sabitlenerek direnişçilerin görünürlüğü engellenmeye çalışıldı. Bu hafta ise branda-duvarlar arasından hala içerdekiler ve dışarıdakilerin birbirlerini görme imkânı bulunan bütün boşluklar kapatılmaya çalışıldı.

Duvarcılık yöntemleriyle direnişle başa çıkamayan Flormar patronu nihayet dün (Pazartesi) polis desteğine başvurdu. Patronun talebiyle fabrika önüne çevik kuvvet geldi, işçilerin pankartları toplandı, işçiler “uzakta” tutulmaya çalışıldı.

Mücadele Sürecinde Sınıf Bilinci Sıçrayarak Gelişiyor

Başka bir şey beklenebilir miydi? Neticede açık açık “grevleri yasaklamak için OHAL’i kullanıyoruz” diyen Erdoğan’ın iktidarı, işçiyi düşünecek değil ya. Hatta bırakalım işçiyi düşünmeyi, işçi ile patron arasında uzlaştırıcılık bile yapmıyor. İktidar, polis aygıtı aracılığıyla doğrudan Flormar patronunun tarafında yer alıyor.

Olağan şartlarda, işçilerin düzene bağımlılığından şikayet edilir. Ya da “işçi dediğin sadece ekonomik amaçlarla mücadeleye girişir” diye iddia edilir. Ancak sınıf mücadelesi bir süreçtir, öğretir, geliştirir, bilinçlendirir, örgütler… Yine Güneş yoldaştan alıntılayalım: “Temel anayasal hakkı sendikalaşmak isterken bir süre sonra karşısında polisi, yargıyı, grev yasaklamalarını görünce iktidar ile patronlar arasında bağ da işçinin kafasında deneyimleriyle kuruluyor.”

Flormar işçileri, ekonomik talepleri, amaçları için sendikalı oldu. Sendikal hakları engellenip de işlerinden atılınca direnişe geçti. Direniş sürecinde karşısında yargıyı, polisi görünce politik olarak da bilinçleniyor. Kendisini sadece, GOSB ya da ülkenin herhangi bir yerindeki bir başka işçi ile kader birliği içerisinde görüyor. Ülkeyi yönetenlerin ise patronların tarafında olduğu her geçen gün biraz daha açığa çıkıyor.

Flormar Direnişine Sahip Çıkmak Zorundayız

Bundan sonra Flormar patronu ve AKP, işçilerin mücadelesini yalıtmaya ve sona erdirmeye daha fazla çaba gösterecektir. Artık sadece branda baskısı değil, polis baskısı da söz konusudur.

Flormar işçileri, herhangi bir “suç işlemediklerinin” gayet farkında. Polisin neden oraya geldiğini de iyi biliyor: Flormar patronunu direnişin etkisinden korumak için.

Flormar işçileri, işlerini geri istemekten, sendikal haklarına sahip çıkmaktan vazgeçmeyecek.

Bize de ülkedeki politik çıkmazın nasıl aşılacağı konusunda önemli bir örnek olan bu direnişe sahip çıkmak, Flormar işçilerinin yanında olmak düşüyor.

Flormar kazanırsa mücadelen kazanacak. Bu hepimize can suyu gibi gelen direnişin herkese özellikle de kadın emekçilere ilham olması için mücadeleye omuz vermek zorundayız.

Polis baskısına, iktidarın riyakarlığına, patronlara verilen yasal zırhlara karşı Flormar işçilerinin iç ferahlatan direngenliğine destek olmak zorundayız. İyi bir geleceğimiz olacaksa Flormar’dan başlayan bu haklı mücadelenin örneklerini yaratarak başarabiliriz.

Bu yazı yayına girdiği sıralarda, Flormar işçilerinin yanında olacağız.

Herkesi Flormar işçilerine destek olmaya çağırıyoruz.

Yorumlar Kapalı

Yorumlar Kapalı